top of page

 

 

FETULLAH GÜLEN’İN ÖLÜMÜ SONRASI FETÖ YÖNETİMİ NASIL ŞEKİLLENECEK

Fatih Abiş, 11 Kasım 2024

 

Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden birinci derecedeki yapılardan olan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) için yeni bir dönem başladı.

Örgüt ölümsüzlük ve kutsiyet atfettiği lideri Fetullah Gülen’i, 20 Ekim 2024’te merkezinin bulunduğu Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) kaybetti ve örgüt tabanı hüznün yanı sıra muhtemel bir hüsran yaşıyor.

Terör örgütünde vazgeçilmez liderin ölümü Türkiye için de büyük önem taşıyor. Ancak resmi ağızlardan coşkulu bir sevinç ifadesi çıkmadı.

Diğer taraftan ABD 2024 Başkanlık Seçimleri yapıldı, seçim Donald John Trump’ın zaferiyle sonuçlandı.

Sn. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da 6 Kasım 2024’te anılanı tebrik ederek, normal şartlarda Türkiye-ABD ilişkilerinde izlenecek tavrı da belirlemiş oldu.

Daha önce ABD'deki insan hakları, demokrasi ve hukuk devleti gibi konuların yanı sıra, Türkiye ile ilişkiler açısından Trump’ın politikalarına yönelik soğuk bir tutum sergileyen örgüt, piyon vazifesi gören liderini de kaybettiği düşünülürse eskisine nazaran daha büyük bir psikolojik baskı hissedecek gibi görünüyor.

Örgüt yönetiminin 2023 yılında Fetullah Gülen tarafından yeniden belirlendiği, İcra Heyeti üyelerinin örgütü yönetebilecek, tabanı yönlendirebilecek bireylerden oluşmadığı, Genişletilmiş Yönetim’de ise örgüt içinde soruşturma geçirmiş, bazıları dışlanmış bireylerin bulunduğu, Amerika merkezli grupla Avrupa merkezli grup arasında ihtilaflar yaşandığı iddia edilmekte.

Bazıları yönetim mekanizmalarında bulunan 60 kadar molla-abiden söz ediliyor ki bunların dini bakış açılarına aynı istikamette devam edebilecekleri şüpheli kanaatimizce.

Ayrıca, Fetullah Gülen’in aile yakınlarıyla evlenerek güven ve desteğine mazhar olan örgüt mensuplarının, anılanın ölümüyle örgütün merkezi yönetimine etki güçlerinin azalması ihtimal dahilinde.

Örgütün 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası telaffuz edilen maddi gücü 300 milyar dolar iken, örgütten ayrılmış Latif Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde belirttiği 30 milyar dolar rakamı tereddüt ve soru işaretleri yaratıyor.

Bu minvalde örgütün bundan sonraki yönetim şekli ve kadrosu da dikkatle takip edilmeli.

FETÖ’nün yeni yönetimi nasıl olacak sorusuna yönelik çeşitli cevap ve yorumlar söz konusu.

Öncelikle Fetullah Gülen’in belirgin bir alternatifi açıklanmadı ve görünür bir halefi de yok. Bu açıdan durumu Said Nursi’nin durumu gibi. Yani kimseyi vekil bırakmadı, talebeleri, kıdemli müritleri ayrı ayrı gruplar etrafında birleşebilirler.

Örgütün kitleler üzerinde örgütsel-ideolojik bir güdüleme aracı, dokümanı da olduğu söylenemez. Said Nursi takipçilerini ideolojik açıdan besleyecek Risale-i Nurlar denilen dokümanlar vardı. Bunlar cemaat grup liderlerine ideolojik materyali sağladığı gibi, dili itibarıyla müritlerin anlayabilmesinden uzak olan, bilen kadrolara ise ayrıcalık sağlayan metinlerdi.

Fetullah Gülen’in sohbetlerinin derlemesi olan Fasıldan Fasıla I kitabında «Daha sonraki devirlerde gelecek olanlar, ayrı bir strateji takip eder. Onlar da başka bir ismin tecellisine mazhar olabilirler. Bu itibarla, hangi zaman dilimi içinde bulunursak bulunalım, bize düşen daima hikmete muvafık hareket etmektir.»  ifadeleri geçiyor. Ama güncel bir beyan değil tabii ki.

Bahsedilen durumların tabanda dağılma ve başka yapılara yanaşma eğilimi geliştireceği tahmin ediliyor.

Örgüt içi grupların mücadelesinin süreceği de anlaşılıyor. Bunlardan bir kısmı tasfiye olur/edilir görüşü ağırlık taşıyor.

En yaygın görüş olarak, örgütü bir arada tutabilecek lider adayı olmadığından, yönetim kapsamlı bir heyete verilebilecektir.

Zira güçsüz lider yönetimi söz konusu olduğunda, örgütün sınırlı bir çekirdek grup ve farklı ülkelerde birbirinden kopuk oluşumlara dönüşebileceği tahminler arasında.

Ayrıca ABD’nin kontrol ettiği düşünülen radikal-dinci terör örgütlerinin şura sistemini benimsedikleri dikkate alındığında, FETÖ’de böyle bir gelişme sürpriz olmayacaktır.

  • Facebook Social Icon
  • Twitter Social Icon
  • Instagram Social Icon
bottom of page