top of page

BİR ANAYASA İHLALİ DAHA...

      Şevket Bülend Yahnici

      BASE/BASED Yön.Kur.Üyesi

2017'de, halka da sunularak kabul edilen Anayasa değişiklikleri iktidarı tatmin etmemişe benziyor. Ya da, Ülkeyi büyük bir hukuki kaosun ortasına sürükleme pahasına gerçeklestirilen 2017 değişiklikleri; bu değişikliğin gerçekleşmesi için uğraşıp, didinen "cumhur" tarafı için kafi bir anlam ifade etmedi.

Kuvvetler ayrılığı prensibini  hiçe sayan, Ülkenin "kuvvetler tekliği" ne göre dizaynını sağlayan; parlamenter demokratik sistemin işleyişini geriye saran; denge ve denetim unsurlarını dışlayan; yürütmeyi sorumsuzlastırıp hesap verilebilirliği hesap vermezlik haline getiren ; yasamayı fonksiyonsuzlaştırırken, yargının da tek elden yönlendirilmesini sağlayan; ücra bir kasaba memurunun bile sicil amirinin "en tepe" ve bir kişi olduğu bir sistem bile 2017 Anayasa değişikliği mimarlarını tatmin etmemişe benziyor ki, daha ötesini ve fazlasını istiyorlar. Bunun için düğmeye bastılar.

Eğer ki, 2017 değişiklikleri kendilerinin vaadi olan huzur ve  başarı ortamını sağlamış olsaydı, yeni arayışlara gerek de olmazdı. Daha fazla, daha çok, daha daha daha...Nereye kadar? Tatminsizliğin sonu yoktur ki...

Cumhur ittifakı tarafının yeni bir Anayasa hamlesi ülke gündemine oturtuldu. Sayın Bahçeli, çok büyük bir ciddiyet içersinde kendisine sunulan yüz maddelik yeni Anayasa taslak metnini kamuoyuna sundu. Sunarken de, bir an çok sıkılarak ve adeta beni ne uğrastırıyorsunuz "...gerekçeleri, ve saireleri alayı da buradadır..." diyerek çok anlamlı bir sunum yaptı. 50 yıllık bir hukukçu ve bir dönem de Anayasa Komisyonu Sözcülüğü görevinde bulunmuş bir kişi olarak Anayasanın "alayı burdadır" şeklindeki bir takdimle tanıtımı beni çok etkiledi. Anladım ki, bu yeni Anayasanın kabulü demek bütün dertlerin/dertlerimizin son bulacağı anlamına gelmektedir. Artık ekonomi rayına girecek, istihdam problemi çözülecek, enflasyon yoluna girecek; dış politikada parlak günler başlayacak; GSMH artacak, milli gelir yükselecek; uzay yolu açılımımız kolaylaşacak; velhasıl hızlı yükselişimiz adeta yükselişe geçecektir.Yeter ki, Anayasayı kabul edelim."Alayı" hallolacaktır, vesselam.

Rivayet muhtelif...Sayın Bahçeli, durumdan vazife çıkartıp bu Anayasa metnini kendiliğinden mi hazırlattı; yoksa ittifakı şöyle ya da böyle yönlendiren bir irade bu metni hazırlayıp kamuoyuna ve dolayısıyla AKP’ ne takdimini sayın Bahçeli yapsın mı istedi?..Bu konu tartışılıyor.

Yeni Anayasa metni, gerekçeleri, vesairesiyle, alayıyla, gündeme gelmişken bir yandan da mevcut 2017 Anayasasının uygulamaya koyduğu "tek adam" rejimi hükmünü yürütüyor. Anayasa hükümleri, yürürlükteki kanunlar hiçe sayılmak suretiyle bir gecelik kararlar ve kararnamelerle ülkenin bütün işleyişi, sirkülasyonu, denetimi tek noktaya bağlanıveriyor. Cumhurbaskanlığı  hemen  hemen akla gelebilecek her konuda kendisinin yetki, hüküm ve  son söz sahibi olacağı düzenlemeleri yapıveriyor.

Ancak bazı konular var ki, artık bu kadarı da olmaz denilecek cinsten konular...Gerçekten Cumhurbaşkanlığı gibi yüksek ve yüce bir makamın ilgilenmemesi gerekecek kadar küçük işler/konular da söz konusu olabiliyor. Iİşte böyle bir durum karşısında konunun ilişkilendirilebileceği hangi bakanlık söz konusu ise top oraya atılıyor. (Çevre, Sağlık, İçişleri vb.)

Geçtigimiz günlerde bunun tipik bir örneği ve yine bir Anayasa ihlali sebebi ve konusu olarak yaşandı.

Büyükşehir Belediyelerinin Anayasadan gelen bir göndermenin (128,129. maddeler) neticesi olarak kendi bünyelerinde çözecekleri bir konu olarak düzenlenmiş bulunan disiplin konusu, yine ve yeni bir kararla ( ama bu sefer ayıp olur düşüncesiyle  -ya da bu kadar da olmaz denileceği için- Cumhurbaşkanlığına değil) İçişleri Bakanlığına devredildi.

Böylece merkezi idare ile mahalli idare arasındaki ayrımı düzenleyen ve kaynağını Anayasanın ilgili hükümlerinde bulan bir konu daha adeta GÜME GİTTİ...Anayasa ortada...Anayasanın getirdiği hüküm ve uygulama ortada...Buna uygun ve bunun gereği olan kanun, tüzük, yönetmelik uygulamaları ortada...

Ama ortada olan ( ya da ortaya çıkan) başka birşey var ki, bunları bir kalemde çizerek ortadan kaldıran bir irade ve karar...

Daha neler göreceğiz. Anayasa ve kanunların üzerinin kararnamelerle çizildiği günleri yaşıyoruz...

Bir de şu Anayasanın "alayını" bir görelim...Başımıza neler gelecek?..

bottom of page